10 Eylül 2008 Çarşamba

Hayat susmuştu,ben de sustum



Mecbur deqildin qitmeye
Beni böyle sersefil etmeye
Mecbur deqildin ayrılıqa
Yüreqimi parçalamaya... Mecbur deqildin...

'Sen deqiL miydin hep şöyle diyen!' diyerek başlamayacaqım bu yazıma.

Bu yazımda sözlerden bahsetmeyeceqim merak etme.

Nasılsa hepsi senin için aqızdan çıkan önemsiz şeyler, öyle deqilmi?

Ayrılıqı qetiren saatlere lanet okuyorum artık.

Kadere isyansa isyan. Adını sen koy işte..

Hayallerim vardı benim de.. Seninkiler qibi, herkesinki qibi.

Suya düşenlerden bahsetmiyorum.
Hala qökyüzünde qezenleri söylüyorum..

UmutLarım vardı benim de.. Seninkiler qibi, herkesinki qibi.

Yitirilenlerden bahsetmiyorum.
HaLa içimde koşup oynayanlardan söz ediyorum..

Can kırıklarım yüreqimi kanattı sen gittikten sonra.
Hayat ikiye bölündü; 'senden önce, senden sonra...'

Dün bir arkadaşım sarıldı boynuma.

Sevilmeye bu kadar ihtiyacım olduqunu o anda anladım işte.
Ve bir şeyi daha anladım;
'Sen beni hiç sevmemişsin...'

Cana kıymak düşüncesi beynimi kemiriyor sokaklarda.
Her qelen arabaya cellat qözüyle baktın mı sen hiç?

Veya her aqaçta kendini gördün mü boquLmak üzereyken?

Kolay olanının kaçmak olduqunu öqretti annem bana.

Önemli ve zor oLanı ise yaşamakmış..
'Peki her qün ölüp ölüp dirilmek nedir anne?' dedim.

Sustu... İlk defa annem sustu...

'Yeni bi başlanqıç yap' dedi eş dost.

'Başladıqımı bitiremedim ki' dedim.. Onlar da sustu.

Hayatta susmuştu ya hani, dayanamadım artık ben de sustum.

Ne soruyorum ne de cevap veriyorum.

Sadece böyle arada bir sessiz çıqlıklarımı kağıda döküyorum...


Alıntı.

Hiç yorum yok: